Tansiyon Nedir? Tansiyon, kalbin vücuda kan dağıtmak için kullandığı güçtür. Sol kalbin kanı vücuda atarken uyguladığı basınca birinci ya da büyük tansiyon denir. Kalbin kan akışı bittikten sonra damarlarda oluşan durgun basınca ise ikinci ya da küçük tansiyon denir. Kan basıncının normalden yüksek olmasına hipertansiyon denir. Normal kan basıncı 120/80'in altı olarak kabul edilmektedir. 140/90'ın üzeri hipertansiyon, aradaki değerler ise yüksek-normal olarak tanımlanır ve izlenmesi, bazı durumlarda da tedavisi gerekli değerlerdir. Gizli tansiyon, bu grubu ifade etmek için uygun bir terimdir. Tansiyonun yaşla birlikte görülme sıklığı artmaktadır. Normal Tansiyon Değerleri Tıpta, her bireyin fizyolojik farklılıkları olduğunu bilmek önemlidir. Bu nedenle her bireyin tansiyon ölçüm değerlerinin aynı olması beklenemez. Bir kişide tansiyonun yükselmiş veya düşmüş olduğunu anlamak için, herhangi bir şikayetinin veya hastalığının olmadığı zamanlarda tansiyonunun düzenli olarak ölçülüp değerlerinin kaydedilmesi faydalıdır. Yapılan uzun araştırmalar neticesinde, yaşın artışıyla birlikte küçük değişiklikler olmakla birlikte sistolik (büyük) tansiyon için 120-140 mmHg veya Türkiye'de yaygın kullanımıyla 12-14 arasında, diastolik (küçük) tansiyon için ise 70-90 mmHg arasında olması halinde tansiyona bağlı olarak bir sağlık problemi riski doğmadığı belirlenmiştir. Düşük Tansiyon Nedir? Tıp dilinde hipotansiyon olarak adlandırılan düşük tansiyon, belirli bir düzeye kadar sorun oluşturmaz. Tam tersine normalin biraz altında olması kalp-damar rahatsızlıklarından uzak, daha sağlıklı bir yaşam sürmenin bir göstergesidir. Düşük tansiyonun problem olduğu durum, sistolik tansiyonun çok uzun süreler için 70 mmHg'den düşük kalması durumudur. Böyle durumlarda şok durumundan söz edilir. Düşük tansiyonun en sık rastlanan biçimi ortostatik hipotansiyondur. Bireyin oturur veya yatar durumdayken normal seviyelerde olan tansiyonunun, ayağa kalkınca düşmesi durumudur. Bu haldeyken bir süre için beyine daha az kan gideceği için geçici olarak denge ve şuur bozuklukları meydana gelir. Sıvı kayıpları esnasında daha sık görülen bu durum, sıvı açığının kapatılmasına rağmen sürüyorsa bir hekime başvurmak gereklidir. Yüksek Tansiyon Nedir? Hipertansiyon, kan dolaşımı için damarlarımızdaki kan basıncının normalden fazla olmasıdır. Hipertansiyon, ülkemizde her üç kişiden birinde görülen önemli bir sağlık problemidir. Tedavi edilmediğinde; kalp büyümesi, kalp yetmezliği, felç, damarlarda daralma, böbrek yetmezliği ve körlük gibi ciddi sorunlara sebep olur. Bu nedenle mutlaka erken dönemde teşhis edilmelidir. Tansiyonunuz, 180/110 mmHg gibi çok yüksek düzeye çıkmadığı sürece kolay kolay herhangi bir belirti göstermez. Hipertansiyonun en sık rastlanan belirtileri; baş dönmesi, baş ağrısı, nefes darlığı, kalp ağrısı, kulak çınlaması, çift ya da bulanık görme, burun kanamaları ve düzensiz kalp atışlarıdır. Tansiyonun yüksekliği, küçük ve büyük tansiyonun ya da her ikisinin beraber yükselmesiyle farklı tipler gösterir. Her ikisinin birlikte yükselmesine böbrek hastalıklarında ve nedeni bilinmeyen hipertansiyonda rastlanır. Küçük tansiyon normal olduğu halde, büyük tansiyonun yükselmesine çoğunlukla yaşlılarda rastlanılan damar sertliğinde, eforlardan, yemeklerden ve psikolojik yorgunluklardan sonra, bazı kalp hastalıklarında, zehirli guatr durumlarında rastlanır. Hipertansiyonun ortaya çıkışını tetikleyen mekanizmalar şunlardır:
Herhangi bir nedenle böbreklerden birine ya da her ikisine gelen kan miktarı azalınca, böbrekten renin adlı bir madde salgılanmaktadır ve bu da hipertansiyona sebebiyet vermektedir. Tedavi Tansiyon hastalığı olduğunda mutlaka bir uzmana müracaat edilmelidir. Hipertansiyonun kontrolü ve tedavisi yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç tedavisi ile mümkündür. Yaşam tarzı değişiklikleri arasında tuz alımının azaltılması, düzenli egzersiz yapılması, kilo kontrolü sağlanması ve alkol tüketiminin kısıtlanması bulunmaktadır. Ayrıca, düzenli olarak tansiyon ölçümü yapılması ve doktor kontrolünde olunması önemlidir. |