Düşük tansiyonun, diğer adıyla hipotansiyonun etkileri oldukça çeşitlidir ve dikkate alınması gereken ciddi durumlara yol açabilir. İnsan kalbinin iki kasılması arasındaki süre zarfında kan basıncı en düşük seviyeye iner. Bu durum, küçük tansiyon olarak adlandırılır. Tansiyonun düşmesi kan basıncının düşük olmasından kaynaklanır. Yüksek tansiyona göre daha az görülse de, daha çok kadınlarda rastlanır. Düşük tansiyon, yüksek tansiyona göre daha az tehlikeli kabul edilir. Ancak sabah uyanıldığında daha sık yaşanır. Bu nedenle ani hareketlerden kaçınmak, 2-3 dakika bekleyerek kan dolaşımının dengelenmesini sağlamak önemli bir önlemdir.

Aniden ayağa kalkıldığında baş dönmesi, tansiyonun düştüğünün en önemli belirtilerinden biridir. Eğer bir bireyin tansiyonu düşmüşse, eğilmek ve kalkmak gibi çeşitli hareketlerde baş dönmesi ve bayılma görülebilir. Tansiyon, otururken veya ayaktayken aniden düşerse bu düşüşler tehlike yaratabilir. Çünkü tansiyonun aniden düşmesi ile beyne yeterince kan gitmez ve göz kararması, baş dönmesi hatta bayılma olabilir. Düşük tansiyon bireyin hızlı nefes alıp vermesine sebep olur ve midede bulantıya yol açar. Ayrıca gözlerde karıncalanma, konsantrasyon bozukluğu ve yorgunluk hissi meydana gelebilir. Kalbe yetersiz miktarda kanın gelmesini sağlayan düşük tansiyon bazen nefes darlığına ve göğüste hafif ağrıya sebep olabilir.

Tansiyonun çok düşük olması ile vücutta ilk etkilenecek organ beyindir. Bu nedenle tansiyonun düşmesi sırasında beyinde hasar meydana gelebilir. Vücut mekanizması, tansiyonun düşmesi ile kan basıncını yükseltmeye çalışır. Bu çaba, vücutta başka hasarların meydana gelmesine yol açabilir. Örneğin, atardamar ve eller ile ayaklara olan kan akışının azalması sonucunda ellerde ve ayaklarda soğuma ve morarma görülebilir.

Düşük tansiyon ile birlikte bireyde yorgunluk ve halsizlik hissi oluşur. Aynı zamanda su içme ihtiyacı artar. Bireyde kulak çınlaması, el ve ayaklarda üşüme meydana gelir. Bazen depresyon gibi psikolojik problemler de görülebilir. Düşük tansiyon yaşayan bireyler sabahları rahatsızlık duyar, kendini yoğun ve isteksiz hisseder ve sık sık esner. Şiddetli baş ağrısı, kızarma, terleme ve solgunluk gibi belirtiler de ortaya çıkabilir. Düşük tansiyonun bir diğer etkisi ise kalp atışlarının hızlanmasıdır. Bu durum, bireyin ani hareketlerde fenalaşmasına, gözlerinin kararmasına ve terlemesine yol açabilir. Düşük tansiyona sahip kişiler, ayağa kalkarken yavaş olmalıdır. Çok ciddi düşük tansiyon durumlarında şok ve felç gibi problemler ortaya çıkabilir.

Bazı insanlar düşük tansiyona daha yatkın olabilirken, bazı bireylerde ise düşük tansiyon herhangi bir hastalıktan kaynaklanmıyorsa belirti vermeyebilir ve birey normal yaşamına devam edebilir. Düşük tansiyona karşı alınabilecek önlemler arasında şunlar bulunur:

Düşük tansiyonun etkilerini minimize etmek ve sağlıklı bir yaşam sürdürmek için bu önlemler dikkate alınmalıdır.